97 öncesi FIFA’ları da aynı yıllarda tecrübe etmiş biri olarak şimdiye kadar oynamadığım herhangi bir FIFA oyunu olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum. En tırı vırı Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası sürümlerini bile oynadım, üstüne FIFA Street’leri internet kafelerde çılgınlar gibi oynadım. Özetle FIFA serisi ile aramızda bir türlü eskimeyen ve kökü çok eskilere giden duygusal bir bağ var.

 

FIFA 18’in konuşulacak çok yanı var, zira oyunun pek çok oyun modu var. EA Sports, uzun bir süre bize aynı oyunu pişirip verdi. Fakat FIFA 18’in oynanış olarak taze hissettirdiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. FIFA 10’dan beri neredeyse her FIFA’ya binlerce saatini gömmüş biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirm ki, FIFA 18 yeni animasyon sistemiyle çok daha akıcı ve gerçekçi bir oynanış sunuyor. Ancak bu gerçekçiliği sadece hücum oyuncularına vermişler sanki. Zira defans oyuncuları sürünüyorlar ve oyunda savunma yapmak gerçekten çok zor. FIFA 16’da paslaşmanın ne kadar zor olduğunu hatırlayanlar olacaktır. İşte FIFA 18’de de aynı zorluğu savunma yapmaya adamışlar. Rekabetçi maçlar için aslında iyi olmuş diyebiliriz, yetenek farkını ortaya çıkaracak bir değişiklik olmuş, ama her maçın 5-3, 6-2, 4-3 gibi skorlarla bitmesi de canını sıkıyor insanın.

 

Oyunun hızı her zaman olduğu gibi “Santra” modunda normal, FUT’ta ise hızlı ve yüksek tempolu. Tabii Santra’da ve diğer tek kişilik oyun modlarında oyun hızını ayarlama seçeneğimiz mevcut, ancak FUT’ta rekabetçi karşılaşmalarda EA standartlarına uymak zorundayız.

 

FIFA 18’in beni en mutlu eden değişikliklerinden biri de taraftarların artık daha canlı ve farklı olması. Birbirlerinin animasyonlarını tekrar ederek yapay bir görüntü oluşturmuyorlar ve gol sevinci yaptığımız tribün şaha kalkıyor. Hatta arada teller falan yoksa taraftarlara sarılabiliyoruz!

 

FIFA 18’i övdüğüm kadar gömmekten de çekinmiyorum tabii. Defans yapmanın zorluğu bu sene bir sürü masum oyun kolunun canını alacak. Bundan adım gibi eminim. Hele ki “momentum” devreye girdiğinde bazı televizyonlar bile kırılabilir. Özellikle FUT’ta ‘Seçkin’ seviyesinde (efsanevinin de üzeri) 2-0 öndeyken 85’ten 90+3’e kadar 3 tane gole engel olamayıp sinir krizi bile geçirebilirler. Bu son örneğim tecrübeyle sabittir.

 

Bu arada ortalara yapılan yeni düzenlemeyle birlikte pek çok oyuncu en başta sudan çıkmış balığa dönebilir. Antrenman modunda biraz orta çalışın ve yeni konsepti öğrenin derim. Bu sayede ters kanattan çapraz köşelere uzun ortalar açarak beklerinizi oyuna dahil edebilir ve hem ceza sahasını kalabalıklaştırabilir hem de boş alanda güzel pozisyonlar yakalayabilirsiniz.

 

Bir diğer büyük eksi de maç anlatıcıları. Anlatanlar da sıkıntı yok da Skyrim’deki gibi “I took an arrow in the knee” tadında “Miscued that one, miscued it badly” diye bir yorum var. Topu aman diyeyim büyük bir farkla auta göndermeyin. İçiniz sıkılıyor bu yorumdan. Geri kalan maç yorumları da zayıf, tutarsız ve oyundan kopuk. FIFA’nın artık parmak basması gereken bir sıkıntı haline geldi bu. FIFA 19’da Türkçe spiker olursa umarım biz de aynı sıkıntıları çekmeyiz. Auta giden toplar için de şöyle 20-25 tane kayıt alınır…

 

Gelelim oyunun şu anki en büyük sıkıntılarından birine: Işıklandırma. Özellikle Güney Amerika statlarında ve güneşli maçlar yapacaksanız yapmayın. Bunu abartılı bir şekilde ifade etmiyorum sevgili Oyungezerler. Seçeneğiniz varsa akşam maçları oynayın, zira ışıklandırmayı gerçekçi yapalım derken bunun bir oyun olduğunu unutmuş gibiler. Umarım kısa sürede bir düzenleme gelir, çünkü bu kadar profesyonel bir yapıma oynanışa bu denli etki eden bir görsel hata yakışmıyor.

FUT artık sadece oyuncu kasıp Division 1’e oynamak için çabaladığınız bir yer olmaktan çıktı. FIFA 18’in içerisinde yeni bir oyun haline geldi hatta ve kendi içerisinde oyun modları var. Üstelik sadece futbol oynamakla da kalmıyoruz, üstüne bir sürü kadro kurma ve transfer görevi var. Bu görevlerin belirli aralıklarla yenilendiğini de hatırlatmak isterim. Oyun elime geçtiğinden beri sadece kadro kurma ekranında bile saatler geçirdim. Ödüller de genelde tatmin edici oluyor üstelik. Oyunu erkenden elde etmiş olmanın da verdiği avantajla 86’lık SBC Ricardo Quaresma’yı kaptım. FUT’ta ne kartlar çıkıyor tabii, ancak oyuncuların bireysel yeteneklerini sık kullanan biriyseniz Quaresma’nın bu oyundaki en yetenekli futbolculardan biri olduğunu da biliyorsunuzdur. Haliyle onun 86’lık SBC kartını 90-95 arasındaki pek çok karta tercih ederim.

 

Hem kadro kurma görevleri artırılmış, hem de daha zor ve tatmin edici bir hale getirilmişler. Tabii oyuncu kartları paketleri de aynı seviyede sinir bozucular ve içlerinden güzel bir şeyler çıkarmak tamamen şans işi. FUT’un oynanışı da diğer oyun modlarına oranla çok daha yüksek tempolu ve her zaman olduğu gibi bulunduğunuz platformun en yaman oyuncuları da bu oyun modunda geziyorlar. Eh FIFA Jetonları’na parayı gömen çılgınları da düşünürsek bir süre için kadro kasmanızı öneririm. Yoksa daha ilk haftadan Suarez’li, Ronaldo’lu, Modric’li adamlara karşı kalıp çok zorlanabilirsiniz. Yolculuk oyun modunu bitirip öyle Ultimate Team’e geçiş yapmak da mantıklı bir seçim aslında. Zira Yolculuk 6 bölümden oluşuyor ve ödüllerini Ultimate Team’de yiyorsunuz.

 

FUT yine serinin en çok oynanan modu olacak, bu kesin. EA Sports her sene üzerine koymayı başarıyor. Hatta bu emeği keşke biraz da oynanışa verseler demeden edemiyorum.